Röpörtaj / TESİSAT MARKET DERGİSİ

Fokus Mühendislik Kurucu Ortağı Cem Hozan: “Yangın alanında çalışmak; ciddi mühendislik gerektiren, sorumluluğu ağır bir iştir...” 

Fokus Mühendislik, 1999 yılında kurulan ve yangın söndürme sistemleri ile ilgili faaliyet  gösteren uzman bir firma. Konuyla ilgili çeşitli ürünlerin ithalatını da yapan firmanın Kurucu Ortağı Cem Hozan, şirketlerinin “ürün değil sistem” sattığının altını çiziyor. “Doğru bildiğimiz işi en iyi şekilde yapmak için çalışıyoruz” diyen Hozan, Fokus Mühendislik’i, Türkiye’de yangına bakışı, Yangın Yönetmeliği’ni, yangın konusunda yapılan hataları anlattı... 

99’dan beri aynı alanda hizmet veren uzman bir şirketiz 

Fokus Mühendislik, 1999 yılında kuruldu. Kurulduğumuz dönem, Marmara depremine denk geldi. Bir anlamda sismik sistemlerin öneminin ön plana çıktığı, depremin beraberinde getirdiği yangınların nelere sebep olacağının çok net anlaşıldığı bir dönemdi. Bu nedenle işimizin önemi toplumumuzca daha anlaşılır bir hal aldı. Bizim mühendislik branşımız makine olduğu için, yangın konusundaki faaliyetlerimizi mekanik alanda yani söndürme konusunda sürdürdük ve bu alanda uzmanlaştık. Bugün şirketimizde 9’u mühendis olmak üzere 19 kişi çalışıyor. Projelere işin başında dahil olup, projelendirme, malzeme temini, süpervizörlük, montaj ve daha sonra da bakım hizmetlerinin tamamını üstleniyoruz. Bu hizmetlerimizden malzeme teminini belirli kaliteye ve sertifikalara sahip yurtdışı firmalarından sağlıyoruz. Bu firmaların Türkiye Distribütörlüğünü yapıyoruz. NFPA 20’ye uygun yangın pompalarında Pentair Water grubuna ait Amerikan Aurora firmasının, EN 12845’e uygun yangın pompalarında yine Pentair Water’a bağlı İtalyan Nocchi firmasının Türkiye distribütörlüğünü yapıyoruz. Diğer gruplarda sprinkler ve vana gruplarında İspanya’dan AG firması, köpüklü söndürme sistemlerinde Amerikan Chemguard firmasının Türkiye distribütörüyüz.

Genellikle işe proje aşamasında dahil olmaya çalışıyoruz. Proje bittikten sonra gelen talepler de oluyor elbette. Ama işin başında projeye dahil olmak, çok daha efektif çözümlere olanak veriyor. Çünkü birinde mevcut sisteme uyum sağlamaya çalışıyoruz, diğerinde olması gereken sistem baştan kurulduğu için sorun çıkma ihtimali ortadan kalkıyor.

Eğitim ve denetim çok önemli 

Son zamanlarda inşaat sektörü çok hareketli. Bir de Yangın Yönetmeliği’nin çıkarılmış ve daha sonra revize edilmiş olması da sektöre bir ivme kazandırdı. Bugün binaların tamamının Yangın Yönetmeliği’ne uygun olarak inşa edilmesi gerekiyor. Eskiden bu konu yatırımcının inisiyatifindeydi. Ülkemizde yangın güvenlik sistemlerine ölü yatırım olarak bakıldığından bu konu ya son anda geçiştirilerek yapılır ya da hiç yapılmazdı. Bugün yasal zorunluluk haline geldiğinden konu tartışmaya açık değil. Bu noktada altını çizmek istediğim çok önemli bir konu var; denetleme. Bence ülkemizdeki en büyük problem bu. Yangın pompası, algılama sistemleri gibi hayati ekipmanların ruhsat alabilmek için kiralandığı örnekler bile görüyoruz maalesef. Bunun önüne geçebilmek için ayrı bir denetleme kurumu oluşturulması ya da bu konunun sivil toplum kuruluşlarınca değerlendirilip onların yetkilendirmesi ile yürümesi gerek. Böylece hem denetçiler de gereken eğitimleri almış, neyi nasıl denetleyeceğini bilen kişiler olacak ve iş çok daha sağlıklı yapılabilecektir. İlgili kişiler gidiyor, sprinkler sistemi var mı, var... konu kapanıyor. Sprinklerin tipi, uygun monte edilip edilmediği, pompa kapasitesinin uygun olup olmadığı gibi çok kritik noktalar, bilgi eksikliği nedeniyle göz ardı ediliyor. Bu nedenle denetleme işinin profesyonel kuruluş ya da kişilerce yapılması gerek. Eğitim, sadece sektörümüzün değil, ülkemizin en büyük sorunlarından biri. Sektörümüzde önceleri şirketler bu konuda eğitim veriyordu. Ama artık TTMD’nin ve MMO’nun sertifikalı programları var. Bu tip kuruluşlara bizleri eğitmen olarak veya sunum için çağırabiliyorlar. Bizler de talep doğrultusunda elimizden geldiğince bu eğitimlere destek vermeye, bilgilerimizi paylaşmaya ve sunumları yapmaya çalışıyoruz. Şirket içinde de eğitimi önemsiyor ve özellikle yurtdışındaki eğitimleri takip etmeye çalışıyoruz. Böylece hem standartlardaki revizyonları, hem de teknolojik gelişmeleri yakından takip edebiliyoruz. Eğitim, şirketimizin bakış açısıyla aslında işimize ciddi bir yatırım...

Mevcut Yönetmelik yayınlanmadan önceki dönemde, ruhsatı alınmış sistemlerin de belli bir süre içinde kontrol edilmesi ve uygun değilse uygun hale getirilmesi gerektiğini söylüyor. Ama Türkiye’de genellikle bir yangın çıktıktan sonra bu sistemler akla geliyor. Mesela Polat Tower yangınından sonra, bir sürü yer bizi bakım sözleşmelerini yenilemek ve mevcut sistemlerini kontrol ettirmek için aradı...

İşimiz hayati önem taşıyor... 

Biz özellikle yatırımcılarla görüşürken, hep bir yangın danışmanı ile anlaşmalarını istiyoruz. Çünkü malzeme değil, sistem satıyoruz. Bir yangın danışmanı işin detaylarını bildiğinden çok daha kolay uyum sağlayabiliyoruz. Bize, projelendirilmiş ve uygulaması bitmiş olarak gelen bazı işlerde pompa yetersiz kalıyor. Örneğin gelen projede daha sonradan depoya da sprinkler sistemi kurulması isteniyor. Bu sistemi kurmak için pompa kapasitesini kontrol ettiğimizde daha önce seçilen pompanın yetersiz kaldığını görüyoruz. Bu durumda pompanın değişmesi lazım dediğimizde sorun çıkabiliyor, çünkü masraf artıyor. Eğer “bu pompa sistemi ile bir şekilde yapın” şeklinde bir yaklaşımla karşılaşıyorsak, işten çekiliyor, yapmıyoruz. Çünkü bu bir sorumluluk. Göz göre göre bu uygulamayı yapmamız, işimize saygısızlıktır. 

Mesela bir ilaç fabrikasından çağırdılar bizi, mimari projeleri verdiler, “buraya NFPA’ye göre sprinkler sistemi istiyoruz” dediler. Yabancı kökenli bir ilaç fabrikasıydı. Proje üzerinde çalışırken, firmaya yaptığımız ziyaretlerden birinde anlattılar; başka bir firma da işe talip olmuş. Aynı şekilde mimari projeyi verip NFPA’ya göre bir proje hazırlamalarını istemişler. Firma mimari projelere bakıp “ama burada yangın projesi yok” demiş ve ilaç firması da “yok çünkü projenin hazırlanmasını sizden istiyoruz “ demiş. Bunun üzerine firma bunu biz nasıl yapacağız deyince talip olan firmanın teklif isteminden vazgeçilmiş. Hem söndürme sistemi yapıyoruz diye işe talip oluyor hem de nasıl yapılacağını soruyorlar. Gazlı söndürme işini alan bir müşteri bizi arayıp gazın kimyasal açılımını istedi. “Ne yapacaksın kimyasal açılımını?” dedim, “Yanlışlıkla bir ihale aldım, burada kullanılan gazın maliyetinin çok yüksek olduğunu öğrenince gazı kendim üreteceğim, sistemi öyle kuracağım” dedi. Üstelik o zamanlarda söz konusu gazı üretebilen dünyada sadece tek bir firma var...

Ülkemizde bir okulun yangın dolaplarını monte eden firmalar bile yangın söndürme sistemi bitirme belgesi alabiliyor. Bu belge sayesinde çok ciddi yangın söndürme sistemi ihalesine girebiliyorlar. Oysa işimiz ciddi mühendislik gerektiren ve hayati önem taşıyan bir iş. Bu işin bu kadar kolay ve herkesçe yapılmaması gerek.

Uluslararası şirketlerle çalıştığımızda sigorta şirketleri de işi denetliyor. Eğer her şey olması gerektiği gibi yapılmışsa, primlerde ciddi indirimler yapılıyor. Bu indirimler % 30’lara kadar varabiliyor. Ülkemizde sigorta şirketlerinin bu konuda biraz daha aktif olması gerek. Mesela yurtdışında binada yangın sistemi yoksa, hiçbir sigorta şirketi binayı sigortalamıyor. Sistem mesela NFPA’ya uygun yapılmışsa sigorta priminde indirim yapıyor. Ama Ülkemizde standartlara uygunluk, primi etkilemiyor. Bu da yatırımcının bakış açısıyla sistemi standartlara göre yapma konusunu gereksiz kılıyor. Bu sorunları giderebilirsek çok daha sağlıklı sistemler ortaya çıkacak.

Ülkemiz Yangın Yönetmeliği, sprinkler sistemlerinde TS EN 12845’e uygun olmasını zorunlu kılıyor. Ama bazı yurtdışı ortaklı projelerde NFPA’ye uygunluk isteniyor. Bu durumda sistemi her iki standarda göre kontrol ediyoruz. İki standart arasında bazı farklar var, bunları da gözetiyoruz. Dile getirmek istediğim bir diğer önemli husus şu: Amerika’da çıkarılan her standart, belli sürelerde revize ediliyor. Standartlar, son yıllardaki yangın verilerine göre değiştiriliyor. Böylece yaşayan, hayatı takip edebilen, gerçekçi uygulamalar yapılıyor. Türkiye standardı olarak kabul ettiğimiz TS EN 12845 de Avrupa’da uygulanan EN 12845’in aynısıdır ve şu ana kadar revize edilmemiştir.NFPA ise üç yılda bir son gelen verilere göre revize olmaktadır. Ancak Yönetmeliğimiz Avrupa Birliği’ne üyelik meselesinden dolayı, sprinkler sisteminde EN standartlarını seçti.

Büyük projelerde akıllı sistem ve çözümlerimizle yer alıyoruz 

Ülkemizdeki pek çok büyük projede akıllı sistem ve çözümlerimizle yer alıyoruz.

Mesela Kanyon AVM, bizim için çok özel. Kanyon projesinde Eczacıbaşı ve İş Bankası Grubu ile çalıştık. Mekanik Proje müellifi Arup firmasıydı. Projenin yangın danışmanı ise Prof.Dr.Abdurrahman Kılıç Hocamızdı. Birlikte başarıyla tamamladığımız Kanyon projesindeki yangın söndürme sistemlerin bakımlarını da biz yapmaktayız. Bunun gibi birçok profesyonel grubun projelerine de dahil olduk. Distribütörü olduğumuz Aurora’dan 2003 yılında “Fire Pump guru” ve “Most Improved” ödüllerini aldık. Ayrıca  2007 yılında dünyanın en iyi distribütörü seçilerek “Pentair Water Distributor of the year” ödülünü aldık. 2007’den günümüze kadar da her yıl Aurora’nın Avrupa’da en iyi distribütörü seçiliyoruz. İnsanın mesleğinde başarılı olmasının sağladığı manevi tatmin çok önemli. Bildiğiniz işi doğru yapıyor ve karşılığında takdir görüyorsanız, mutlu olmamanız için bir sebep yok...